Avukat İlker Atamer hakkında Mayıs 2018’de sattığı meskenin, 2019 yılına ilişkin aidat bedelleri, doğalgaz ve işlemiş gecikme tazminatlarının ödenmediği gerekçesiyle icra takibi başlatıldı.
İlker Atamer, daireyi sattığını belirterek icraya itiraz etti. Bunun üzerine site idaresi İstanbul 16. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde dava açtı.
Bilirkişi, İlker Atamer’in dairesini 28 Mayıs 2018’de Uğur D.’ye sattığını, talep edilen alacakların dairenin zamanından sonraki periyoda ilişkin olduğunu belirtti. Fakat mahkeme icra takibinin kaldığı yerden devam etmesine ve yüzde 20 icra inkâr tazminatı ödenmesine karar verdi. İlker Atamer de mecburen 22 bin 415 TL’lik ödemeyi yaptı.
ZARARINI KARŞILAMASINI İSTEDİ
Hürriyet’ten Ayşegül Usta’nın haberine nazaran İlker Atamer kararın akabinde İstanbul 16. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne ihtarname göndererek mahkeme hâkimi Bora Akbaş tarafından verilen yanlış kararla uğramış olduğu 22 bin 415 TL maddi zararın, kararı veren hâkim tarafından belirttiği IBAN numarasına ödenmesini istedi.
İlker Atamer ihtarnamede şöyle yazdı: “Sahibi olmadığım bir dairenin sahibi olduğumu sav ederek olmayan bir borcu bana ödeten, bir de üstüne inkâr tazminatına hükmeden ve bu yolla beni 22 bin 415 TL maddi ziyana sokan mahkemeniz yargıcının bu parayı şahsıma ilişkin aşağıdaki banka hesabıma ödeyerek neden olduğu maddi ziyanı gidermesini talep ediyorum. Maddi ziyanım bu halde giderilmediği takdirde bu maddi ziyana ek olarak uğradığım manevi zararın da tazmini talebiyle birlikte Yargıtay Hukuk Dairesi’nde devlet aleyhine bu kararı veren hâkime rücu edilmesi talebi ile tazminat davası açacağımı ve ilgili makamlar nezdinde ihbar ve şikâyet hakkımı kullanacağımı ihtar ederim.”
Dilekçeyle ilgili şimdi bir karar verilmedi.
İLK DEFA YAŞANIYOR
Avukat İlker Atamer müracaatıyla ilgili şöyle konuştu:
“Bu karar, ölçü itibariyle istinafı yani itirazı mümkün olmadığı için üst mahkeme kontrolünden geçmeden otomatikman katılaştı ve yok yere 22 bin 415 TL ödemek zorunda kaldım. Meramımı tüzel destekleriyle anlattığım halde bu yanlış karar çıktı. Avukat olmayan yahut avukat tutamayan sıradan vatandaşın halini siz düşünün. Ödemeyi yaptığımın sonraki günü de Türkiye hukuk tarihinde bir birincisi gerçekleştirip hâkime ihtar çektim ve IBAN numaramı vererek, verilen bu yanlış karar nedeniyle uğradığım ziyanı kendisinden dilekçeyle talep ettim. Bunu ödemezse hazine aleyhine tazminat davası açacağımı ve davayı kazandığımda devletin kendisine rücu edeceği konusunda uyardım. Şu an Türkiye’de hâkim ve savcıların dokunulmazlık zırhı, milletvekili dokunulmazlığından bile kalın. Hâkim ve savcılar hakkında yapılan şikâyetlerden bir sonuç çıkmıyor. Şikayetlerden bir şey çıkmadığını bilen yargıçlar de bunun verdiği rahatlıkla yanlış karar vermekten çekinmiyor.”
