Fehmi Koru*
İki ayı çoktan aşan Gazze savaşından gelecek kuşaklara ne kalacak diye soran olursa, benim şimdiden vereceğim en kestirme yanıt, “Refaat Alareer’in ‘İlla ölmem gerekiyorsa’ başlıklı şiiri” olur…
Refaat Alareer 2007 yılından beri Gazze’deki İslam Üniversitesi’nde (Islamic University of Gaza) İngiliz lisanı ve edebiyatı hocasıydı. Öğrencilerine derslerinde Shakespeare’i okutur, Batılı şairlerden örnekler verirken İsrailli şairleri de ihmal etmezmiş.
Kendisi de bir şairdi Refaat… İsrail hücumlarıyla birlikte ‘Gazze Susturulamaz’ ve ‘Gazze Karşılık Veriyor’ isimli yayınların editörü olarak Gazzeli genç hikaye ve deneme müelliflerinin yazılarını yayımlamaktaydı.
‘Dili geçmiş’ kipiyle kendisini anmamın sebebi, onun da Gazze’deki 20 bine yakın Filistinli üzere, İsrail akınlarında hayatını kaybetmesi…
Kardeşi, kızkardeşi ve kızkardeşinin dört çocuğuyla beraber…
Ölümünden kısa mühlet öncesinde toplumsal medya üzerinden olan biteni paylaşmaktaydı Refaat. Bildirilerinden birinde, bombaların nereye düşeceği muhakkak olmadığı için daima yer değiştirdiklerini yazmıştı.
3 Aralık günkü iletisi da şöyleydi: “Bina sallanıyor. Yıkıntılar ve şarapneller duvarları aşıp sokakları vuruyor. İsrail’in bombaları, kurşunları hiç durmuyor.”
Ertesi gün bildirileri sustu. Sağanak bombalar altında kalarak rahmet-i Rahman’a kavuşmuştu zira.
Onun 1 Aralık günü yayımladığı ‘İlla ölmem gerekiyorsa’ başlıklı şiirini sunayım; sonra tekrar söyleyeceklerim var. [Tercüme Anadolu Ajansı’na ilişkin; ben gerekli gördüğüm bir-iki yere dokunmayla yetindim.]
“İlla ölmem gerekiyorsa, sen yaşamalısın…
Hikayemi anlatmak için…
Eşyalarımı satıp bir modül kumaş ile uzun kuyruklu ve beyaz teller satın almak için…
Gazze’de, bir yerde bir çocuk, cennetin gözlerinin içine bakarken,
Kendi ailesi fertlerine, hatta kendisine bile veda etmeden giden babasını beklerken,
uçurtmayı görür…
Senin bana yaptığın uçurtmayı,
Yükseklerde uçarken,
Ve bir an için bir meleğin orada olduğunu düşünür,
Ona sevgiyi geri getirmek için…
Eğer ölmem gerekiyorsa, umut getirsin,
Bir masal olsun bu uçurtma… ”
Filistinli şairin mısraları, bilebilecek durumda olanlara nazaran, 1909’da siyah Amerikalıların ırkçı hücumlara Harlem’de direndikleri sırada Claude McKay tarafından yazılmış ‘Eğer illa öleceksek’ ismini taşıyan radikal şiire bir nazire. McCay de Shakespeare’den etkilenerek yazmış o ünlü şiirini…
Filistinli şairin 1 Kasım günü toplumsal medyadan yayımlanan şiiri kısa müddette 30 milyondan fazla insan tarafından okundu.
Dahası da var.
Son yılların bizde de yayınlanan en beğenilen televizyon dizisi Succession’un başrol oyuncusu Brian Fox, Filistinli şairin ölmeden evvel yazıp yayımladığı “Eğer İlla Ölmem Gerekiyorsa” şiirini bir görüntüye okumuş ve o görüntü da Youtube’da tam 12 milyon sefer izlenmiş. [Videoyu yazımın altında bulacaksınız.]
Biden, Scholz, Sunak gibiler de izlemişler midir sanki? İzlettirmek lazım.
Savaşı İsrail bitireceğe benzemiyor; lakin ne vakit ve nasıl biterse bitsin, bu kanlı savaştan geleceğe Refaat Alareer’in şiiri de kalacak…
*Bu yazı fehmikoru.com adresinden motamot alınmıştır.
